Banka Mevduatından Üretim Ekonomisine Geçişin Zamanı diye düşünüyorum.
Ekonomiye geçecek para ürkektir yatırımcıya güvence ve destek verilmeli üzerindeki korkusunu atmalı.
Adıyamanlının en büyük sorunu ise ne yapacağını nasıl yatırım yapacağını bilmemesidir.
Evet Adıyamanlı yatırımcılara yatırım için destek verilmeli yön gösterilmeli burda Stk.lara özellikle ticaret sanayi odasına çok iş düşüyor.
Son yıllarda Adıyaman’da dikkat çeken ekonomik göstergeler, yüzeyde bir refah görüntüsü sunsa da altında ciddi bir yapısal sorunu da gözler önüne seriyor. Bugün açıklanan verilere göre Adıyaman, kişi başına düşen faiz gelirinde Türkiye’nin en üst sıralarında yer almakla kalmıyor, aynı zamanda banka mevduatlarında 48 milyar TL’yi aşan bir birikimle en zengin iller arasında 2. sıraya yerleşmiş durumda.
Yoksul sayısının en az olduğu kentlerden birisi Adıyaman imiş.
Peki bu kadar büyük bir finansal birikim nasıl oluyor da şehrin üretim potansiyeline yansımıyor?
Adıyaman, uzun süredir tüketim ve finansal kazanç odaklı bir ekonomi yapısına sıkışmış durumda. Bu durumun temelinde yatırımların daha çok pasif kazançlara yani faize, dövize veya gayrimenkule yönlendirilmesi yatıyor. Oysa şehirdeki bu sermaye birikimi doğru yönlendirildiğinde, Adıyaman yalnızca bölgesel ölçekte bölgesinin birincisi olabilir.
Özellikle bu paranın Turizm, sanayi ve tarıma dayalı teşvik politikaları ile para ekonomiye kazandırılabilir.
Neden Turizm, Üretim ve tarım Şart?
Gerçek Zenginlik
Mevduat faizinden elde edilen gelir sınırlı ve geçicidir. Gerçek zenginlik ise üretmekten, istihdam yaratmaktan ve katma değer oluşturmaktan geçer. Bir şehirde fabrika bacaları tütmeden, gençler istihdam edilmeden, tarım ve sanayi canlandırılmadan uzun vadeli bir kalkınmadan söz edilemez.
Genç bir Nüfusa sahibiz ama İşsizlik en yüksek safhada ama mevduatta faizde paramız çok burada bariz bir politika yönetim eksikliği var. Bu durum gözler önünde.
Adıyaman genç ve çalışkan bir nüfusa sahip. Ancak bu potansiyelin önemli bir kısmı işsizlik ve göçle kayboluyor. Bankalarda duran milyarlar, doğru projelerle üretime aktarılırsa, binlerce kişiye istihdam yaratmak mümkün hale gelir.
Krizlere Karşı Direnç gösterebilmek için paranın ekonomiye yöneltilmesi gerekiyor.
Depremler ve ekonomik çalkantılar gibi kriz dönemlerinde üretim yapan şehirler ayakta kalabilir. Tüketim ve faiz gelirine dayalı yapılar ise ilk darbede sarsılır. Adıyaman’ın ekonomik olarak ayakta kalabilmesi için üretim ekonomisine geçiş zorunludur.
Peki bu durumda Ne Yapılmalı?
Yerel Girişimciliğin Desteklenmesi: Mevcut sermaye, KOBİ’lerin finansmanına yönlendirilmeli. Organize sanayi bölgelerinde yeni yatırımlar için ortaklık modelleri geliştirilmeli.
Ekonomiye geçecek para korkaktır bu yüzden yatırımcıya güven verilmeli istikrarı hissetmeli.
Kooperatifçilik ve Tarımsal Üretim Tarımda ve hayvancılıkta üretim odaklı kooperatifler desteklenerek yerel ürünlerin markalaşması sağlanmalı.
Finansal Okuryazarlık ve Etik Yatırım Yatırımcılar faiz gelirinin ötesinde üretime dayalı kazanç modelleri konusunda bilgilendirilmeli. Yerel bankalar ve finans kurumları üretime yönelik kredileri önceliklendirmeli.
Kent Ekonomisi Strateji Planı yapılmalı burda da vekillerimize belediye başkanımıza ve yine STK’lara çok iş düşüyor.
Adıyaman için kısa, orta ve uzun vadeli üretim odaklı kalkınma planı hazırlanmalı ve bu plan geniş bir paydaş katılımıyla uygulanmalı.
Sonuç olarak ne yapmak lazım bir kez daha yeniler isek,
Adıyaman’da biriken 48 milyar TL, yalnızca bir banka verisi değil; şehrin kaderini değiştirebilecek bir sermaye gücüdür. Bu kaynaklar doğru şekilde harekete geçirilirse, Adıyaman Türkiye’nin üretim ve kalkınma örneği olabilir.
Bugün elimizdeki bu fırsat, geleceğimiz için tarihi bir dönüm noktası olabilir.
Bu konuda devlet ile vatandaşımız bir arayan getirilmeli eğitimler ve yönlendirmeler yapılmalı.
Bu gençlerimizin gurbette yok olmasının Adıyaman’ımızın kalkınmasının bir dönüm noktasıdır.
Dayın devlet büyüklerimizin yöneticilerimizin bu konu ile ilgili stratejik bir plan yaparak acilen uygulamaya geçirmesi gerekiyor.
Geleceğimize katkıda bulunalım.
Balık vermektense balık tutmayı öğretelim.
Kalın sağlıcakla,
Mehmet Hakan Karaaslan
News
