Deprem Bölgesinde Yerel Basının Durumu Eğitim Çalışması Programı
Gazeteciler Cemiyeti, 6 Şubat depremlerinin olumsuz etkilediği gazetecilerle bir araya gelmek üzere Malatya’da bir “Bölgesel Eğitim ve Değerlendirme Toplantısı” düzenledi. Etkinliğe Malatya ve Adıyaman’dan yerel basın mensupları ile iletişim fakültesi öğrencileri yoğun ilgi gösterdi.
Gazeteciler Cemiyeti’nin 15 ve 16 Ocak günlerinde Malatya’da gerçekleştirdiği “Bölgesel Eğitim ve Değerlendirme Toplantısında, deprem sonrası yerel basının durumu, Gazeteciler Cemiyeti’nin deprem bölgesindeki basın meslek örgütleri ile yürüttüğü dayanışma çalışmaları ve Türkiye genelindeki gazetecilere yönelik eğitim programları ele alındı.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı, Genel Sekreter Kenan Şener ve Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Gürcanlı’nın katılımıyla gerçekleşen buluşmada, Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Güner, Adıyaman Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Zeki Dişkaya ve GAP Gazeteciler Birliği Başkanı Zeynel Abidin Kıymaz da yer aldı.
Cemiyet Başkanı Nazmi Bilgin açılış konuşmasında, Malatya’nın güçlü kültürel mirasıyla eski günlerine dönebileceği inancını vurguladı. Başkan Bilgin, “Gazetecilik, Cumhuriyet tarihinin en az güvenilir mesleği haline geldi” sözleriyle, gazeteciliğin günümüzde güvenilirliğini yitirdiğini belirtti. Bilgin, mesleğe yeni başlayan gazetecilerin yandaş ve muhalif tanımlamalarla sıkıştığını ifade ederek, “Doğru gazetecilik” vurgusu yaptı. Gazetecilerin sendikalı ve örgütlü bir meslek dalı olmaları gerektiğini savundu ve deprem bölgesindeki basın çalışanlarıyla dayanışmanın devam edeceğini belirtti.
Programda öğrencilere hitap eden Bilgin, gazeteciliği zor ama kutsal bir meslek olarak tanımlayarak, mesleğin bilgi ve vicdana dayalı bir uğraş olduğunu vurguladı.
Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Güner, depremin ardından yerel basında yaşanan dayanışmayı aktararak, reklam gelirlerinin azalması nedeniyle basın kuruluşlarının zor durumda olduğunu belirtti. Ayrıca, şehirdeki basın kuruluşlarının bir konteynerde birlikte faaliyet gösterdiğini söyledi.
Adıyaman Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Zeki Dişkaya, depremin etkilerini anlatarak, şehirdeki gazetecilerin çoğunun çadırlarda yaşadığını ve hala normal yaşama dönülemediğini ifade etti. Sorumlularla ilgili haber yaptıklarını ancak gerekli işlemlerin yapılmadığını belirten Dişkaya, örgütlenmenin bu dönemlerde önemli olduğunu vurguladı.
Zeynep Gürcanlı ise Gazeteciler Cemiyeti bünyesindeki projeleri tanıtarak, basın mensuplarının mesleki bilgisini güçlendirmeyi amaçlayan eğitim çalışmalarının önemini vurguladı.
Programın ilk günü açılış konuşmalarının sonrasında Gazeteciler Cemiyeti yönetimi, Malatya Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ederek ekipman ve ofis giderleri için ayni desteği içeren sözleşmeleri imzaladı. Ziyaretin ardından Eğitmen Deniz Ayas, gazetecilere ve iletişim fakültesi öğrencilerine dijital medya yönetimi ve internet haberciliği konularında bilgi verdi.
“Gazeteciler Cemiyeti’nin Malatya’daki etkinliği geniş katılımla son buldu”
Gazeteciler Cemiyeti’nin Malatya etkinliği ikinci gününde de geniş katılıma sahne oldu. Deprem bölgesindeki gazeteci ve iletişim fakültesi öğrencileriyle gerçekleştirilen buluşma, mesleki eğitimlerin ardından son buldu.
Gazeteciler Cemiyeti Bölgesel Eğitim ve Değerlendirme Toplantısı kapsamındaki etkinlikler ikinci gününde devam etti. Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Güner’in konuşması ile başlayan oturumlarda Malatya’daki yerel basının deprem sonrası durumu değerlendirildi. Gazeteciler Cemiyeti 9. Köy Haber Merkezi Editörü Erhan Karadağ video habercilik deneyimlerini, Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener ise etkili haber yazımına dair ayrıntıları katılımcılarla paylaştı.
Buluşmanın ikinci günü “Deprem Bölgesinde Yerel Basın Gerçeği: İhtiyaçlar ve Çözüm Önerileri” başlığıyla Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Güner’in konuşmasıyla başladı. Güner, 6 Şubat depremlerinin büyük ölçüde zarar verdiği Malatya’da, deprem öncesi yapılaşma ve bina stoku hakkında bilgi vererek şunları söyledi:
“Güner, basın örgütlerinin dayanışmasını anlattı”
Yaşanan deprem sonrasında meslek örgütlerinin Malatya’daki yerel basına olan desteklerini anlatan Güner, “6 Şubat sonrasında depremle Malatya basını da enkaz altında kaldı. Arkadaşlarımız ve aileleri hayatlarını kaybetti. Deprem sonrasında çalışmalarımıza devam edebilmemiz için ulaştığımız birçok kuruluş bize destek verdi. Bu kuruluşlardan birisi de Gazeteciler Cemiyeti oldu. Yerel basın daha iyi ayakta kalabilseydi şüphesiz Malatya’da yaşananları daha iyi ifade edebilirdik” dedi.
“Yarının Malatya’sını inşa etmek istiyoruz”
Kentte yerel basının faaliyet gösterdiği konteyner ile geleceğin Malatya’sını inşa etmek için çabaladıklarını belirten Güner, “Oluşturduğumuz basın konteyneri ile iki uydu televizyonumuz, on radyo, beş günlük gazete ve internet siteleri de çalışma gösteriyor, yayın hayatlarına devam ediyor. Yazılı basında ise yaşadığımız sorun okunmadığı. Adana’da bulunan büyük gazeteler bile matbaalarını kapatıyor. Biz de bu durumda internet sitelerine ağırlık veriyoruz” şeklinde konuştu.
“Gazetecilik yaygınlaşıyor”
Oturuma katılan iletişim fakültesi öğrencilerine seslenen Güner, “Yazılı basın, gazete formatından yavaş yavaş uzaklaşıyor, bu durumun gazeteciliğin sona ereceğine yönelik endişeler var. Ben aksine internet aracılığıyla gazeteciliğin, haber alma imkanlarının daha da yaygınlaşacağını düşünüyorum” diye belirtti.
“Video habercilik oturumunda deneyimler paylaşıldı”
Günün ikinci oturumunda video habercilik başlıklı eğitimde konuşan Gazeteciler Cemiyeti 9. Köy Haber Merkezi Editörü Erhan Karadağ, mesleki bilgi ve deneyim üzerinden bir akış izledi. “Gazeteci haber yaparak, haberiyle konuşur” diyen Karadağ, internet haberciliği ile video haberciliği arasındaki paralellikleri saha deneyimleri üzerinden anlattı. Haber yapım sürecinde muhabirlerin engellemeler, gizlenen bilgiler ve yönetimlerin baskıların maruz kaldığını söyleyen Karadağ, bu anlamda haberciliğin diğer bir zorluğunun teknik konular olduğunu söyledi.
“Haber yöntemi değişse de öncelik doğru bilgi”
Teknik farklılıkların özellikle video habercilikte kendini gösterdiğini belirten Karadağ, “Aynı olayı farklı kanallar, birbirinden farklı üsluplarla sunabiliyor. Bilgiler aynı olsa da kullanılan çekim teknikleri, olayın arka planındaki gelişmelerin anlatılması, aynı olayın farklı şekilde haberleştirilmesini sağlıyor. Fakat internet, video veya basılı mecra neresi olursa olsun haberde önceliğimiz doğru bilgiyi vermek. Güvenilir haber kaynağına dayalı, uzman görüşüne yer verilen, doğru bilgi ve belgeye dayanan haber, temel amaç olmalı. Video haberde ise değişen konu, kurgu-montaj, çekim açıları yönünde. Çünkü video haberde muhabirin verdiği bilginin yanında kameramanın tercih ettiği çekim açısı, haber masasında kurgucunun görüntüleri işlemesi oluyor. Türkiye’de en çok rastlanan durumlar arasında gazete için yazılmış bir haberin üzerine olayla ilgili fotoğraf ve videolar konularak televizyon haberi olarak verilmeye çalışılması. Ancak burada da haber editörü, muhabirin altını çizmek istediği noktaları atlayabilir, uygun haber dili verilmeyebilir. Bundan dolayı video haberciliğinde uzmanlaşmak, diğer haber pratiklerinden ayrılan teknik konuları bilmek büyük önem taşıyor” dedi. Erhan Karadağ ile video habercilik oturumu, katılımcıların sorularıyla devam etti.
“Tık avcılığı okuru kaçırır”
Katılımcılarla etkili haber yazma pratikleri atölye çalışmasını gerçekleştiren Gazeteciler Cemiyet Genel Sekreteri Kenan Şener, özellikle internet haber sitelerinde kullanılan “tık avcılığının” bir çeşit “gazetecilik suçu” olduğu değerlendirmesinde bulundu: “Okur bizlerin avı değil. Okuyucuyu avlamak adına haber içeriğinden farklı bir başlığa yer vermemeliyiz. Başlıklarda ilgi çekmek için olayı ‘korkunç, feci’ gibi tanımlamamalıyız. Bu tür başlıklar da sanıldığının aksine daha çok okunmak yerine okuyucunun ilgisini çekmiyor.”
“Muhabir yapacağı haberi sorgulamalı”
Haberde ele alınacak olayın belli filtrelerden geçirilmesi gerektiğini işaret eden Şener, “Olayın güncelliği, önemi, hangi oranda kamu yararı taşıdığı, haberin yapılma amacı gibi farklı bakış açılarını haberi yapmadan önce irdelemeliyiz. Muhabir olarak haberi editöre sunduğumuzda, editörün ‘haberin öznesi, haberin tarafları’ sorularına yanıt vermemiz önem taşıyor. Örneğin asgari ücret üzerine bir haber hazırlıyorsak, bunun için sokaktaki yaşlılara değil, sanayide, iş yerlerinin bulunduğu yerlerde çalışanlara sormamız gerekiyor” dedi. Şener haberi zenginleştiren unsurlar arasında “çelişki ve kıyaslamaları ortaya koymanın” önemine de vurgu yaptı.
“Kibirden uzak durun”
Etkinliğin kapanış konuşmasını gerçekleştiren Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, oturumları takip eden iletişim fakültesi öğrencilere hitaben mesleğin “insani” yönünü anlattı: “İnsan hayatındaki en kirli olgu kibirdir. Ve kibir bir zehir gibi gazetecilik mesleğinde de kendini gösterir. Ama gazetecilikte de siyasette de kibirli insanlar hiçbir zaman sevilmez. Sevilmeyen insanlardan ise başarı beklemek zordur. Gazetecilik mesleğinde kalmak isterseniz size tavsiyem her gün en az üç kişiye dokunun. Nitekim şu anda hayatımızda en büyük eksikliklerden birisi dokunmak. Sabah sokakları süpüren görevliye ‘kolay gelsin’ demek, çalışırken çayınızı getiren kişiye ‘teşekkür ederim, eline sağlık’ demek dokunmaktır. Çünkü bu dokunuşlar size bir gün geri döner. Bu yüzden kibirli olmanın zehrine asla ve asla kapılmayın. Örneğin geçmişte televizyonlarda ses getirmiş, fakat kibre kapılmış isimleri şu an hatırlayan yok.”
“Bu ülkeye borcumuz var”
“Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz” diyen Bilgin, “Bunu sadece ülkemizi çok sevdiğim için değil bütün dünyayı gördüğüm için söylüyorum. Ülkemizi olanağınız yettikçe gezin farklı coğrafyalarını keşfedin. Bu ülkeye çok borcumuz var. Bize emanet edilen cumhuriyeti ve inkılapları sanıyorum ki yeterince koruyamıyoruz. Ve ülkemizi ne kadar gezip keşfederseniz o oranda içten bir şekilde koruyacaksınız” şeklinde konuştu.
“Farklılıklarımızı hazine olarak görelim”
“Her birimiz uyanık yurtseverler olmalıyız” diyen Bilgin, Atatürk devrimleri ve cumhuriyet değerlerinin altını çizerek cumhuriyetin önemli kazanımlarından biri olan laikliğin korunmasının gereğine vurgu yaptı. Türkiye üzerinde farklı devlet ve oluşumların planlarına değinen Bilgin gençlere şu çağrıda bulundu: “Ayrıştırıcı politikalara karşı birbirimizi sevelim. Bütün farklılıklarımızı bir hazine olarak değerlendirerek birbirimize sarılalım. Belki bundan elli yıl sonra bir kadın gazeteci benim bulunduğum kürsüden size daha güzel sözler söyleyecek. Benim de umudum bu yönde. Bu ülkenin bölünmez bütünlüğünü sağlamak adına hep birlikte sevgi ve inançla kenetlenelim.”
Gazeteciler Cemiyeti tarafından, deprem bölgesinde çalışan meslek örgütlerine yönelik ziyaretlerin devam edeceği ve eğitim çalışmalarının süreceği kaydedildi.
GENEL
5 gün önceADIYAMAN
5 gün önceADIYAMAN
5 gün önceADIYAMAN
5 gün önceİLÇELER
5 gün önceADIYAMAN
5 gün önceADIYAMAN
5 gün önce