Adıyaman’da, 6 Şubat’taki depremlerde 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’in yıkılmasına ilişkin 5’i tutuklu 11 sanığın yargılandığı davanın devam eden ikinci günündeki duruşmasında 127 müştekinin dinlenmesiyle devam etti.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adıyaman’da bulunan İsias Otel’de KKTC’den voleybol turnuvası için gelen. aralarında sporcu, öğretmen, antrenör ve Türkiye Turist Rehberleri Birliği üyelerinin de bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği davada 5’i tutuklu 11 kişi hakkında ‘bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 22 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 11 sanığın savunmalarının ardından bugün de vefat edenlerin ailelerini, müşteki sıfatıyla dinledi. Saat 15.00’a kadar devam eden müşteki ailelerin ifadeleri, verilen bir saatlik aranın ardından kalan ailelerin dinlenmesi ile devam etti. Toplamda 127 müştekinin dinleneceği duruşmanın Cuma akşamına kadar devam etmesi bekleniyor.
Adalet Sarayı’nda ilk gün akşam saatlerine kadar süren duruşma oturumlarında sanıklar dinlenmiş ve müşteki avukatları çapraz sorgu sonrası sabah saatlerinde duruşmaya yeniden başlanmıştı.
Kendisi de oğlu gibi enkaz altında kalan KKTC’li sporcu Aras Aktuğralı’nın babası Murat Aktuğralı, hava aydınlanınca çocukların kurtulmasının zor olduğunu anladığını ifade ederek, “Burada dün sanıkları dinledik ve bir tiyatro izledim. Papağan gibi tek ağızdan hikaye anlattılar. Bu şehre ikinci kez gelirken, sanıkların gözünün içine baka baka katil olduklarını bir cinayet mahalli oluşturduklarını haykırmak için geldim. Deprem olunca o kadar şiddetli sallanıyordu ki, adım atacak durumda değildim. Bina su gibi sallanıyordu büyük gürültüyle olduğum yerde odamın üzerinde yıkıldığını hatırlıyorum. Enkaz altında bir süre üzerimdeki enkaz parçalarıyla bekledim ve daha sonra cep telefonumun ışığıyla derin bir nefes almaya çalıştım. O an sadece toz ve duman görünüyordu. O anların hayatımda son dakikaların olacağını düşünüyordum ve ben ve yaralı hocamız vardı sürekli çocuklara sesleniyorduk. Hava çok soğuktu ve bir ışığı görmemizle zemine inebilecek bir geçit bulduk. Titriyorduk her yer tozdu, elektrik yoktu. Hava aydınlanınca çocuklarımızın kurtulmasının zor olduğunu anladım. KKTC’den gelen aileler ve ekip arama kurtarma çalışmasına başlatmıştı ve oğlumun mavi bir bavulunu kendim bulmak istemediğim için enkaza yaklaşamadım. Ayağım yaralanmıştı ama üç gün boyunca ağrısını hissetmedim. Cuma günüydü, arama çalışmaları devam ediyordu. İlk saatlerinde oğlumu bulmuşlardı. Oğlumda bir kanama yoktu. Bir yerde sıkıştıklarını anlıyorum. Biz her gün 6 Şubat ile uyanıyoruz. Gözümüzü her açmada yaş ile uyanıyoruz. Bir tane tek oğlumu, canımı bu şehre gömdüm.” şeklinde konuştu.
Bunun bir cinayet olduğunu ileri süren Tur Rehberi Aykut Bulut’un babası Mehmet Bulut, ise “Burada sanıkların yüz yüze gelip gözlerinin içine baka baka söylemek isterdim. Burada kullanılan betonu evimizin önüne yol yapmayız. Bu kadar kalitesiz bir beton olmaz. Bu bir cinayettir, bunu açıkça söylemek isterim. Elimize aldığımız her taş parçası parçalanarak kum oldu, aynı yüreklerimizin parçalanması gibi” dedi.
Depremden sonra hayata tutunma güçlerinin kalmadığını belirten KKTC’li sporcu Perihan Çetiner’in babası Metin Çetiner, “Aile olarak huzurumuz kalmadı, hayata tutunma gücümüz kalmadı. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Bizim çektiğimiz açıyı başkaları yaşamasın. Suçlular en ağır cezayı alsın” ifadelerini kullandı.
İnşaat ustası olarak otele geldiğinde kum yığını ile karşılaştıklarını aktaran KKTC’li sporcu Nehir Çevik’in Babası Yoksuli Çevik, “Ben bir inşaat ustasıyım. Otele geldiğimizde resmen kum yığınıydı. Yeni bina yapılacak bir kum yığını gibiydi. Bina sağlam değildi. Canımızdan can aldılar. Çocuklarımızı tabuta koydular, üzerine kum koydular. Mezarlarını kendileri yaptı. Biz oradan çıkartıp toprağa koyduk. Evladımı canlı çıkarma umudum kalmamıştı, sadece bedenini sağlam çıkarmaya çalıştık” dedi.
KKTC’li sporcu Aykan Ekiz’in babası Murat Ekiz ise, “Oğlumu 3 Şubat sabahı güle oynaya gönderdim. 6 Şubat sabahı dünyam başıma yıkıldı. Kıbrıs’tan Adıyaman’a oğlumu alıp döneceğim diye geldim. Evdeki oğluma ağabeyini alıp getireceğimi söyledim ve benim çocuğum kum yığını içinde boğulmuştu. Her yeri kum içerisindeydi” şeklinde konuştu.
KKTC’li sporcu Hayal Gençalioğlu’nun annesi Sibel Kumsal, “3 Şubat günü kızımı gönderdim. Hamileydim, düşük tehlikem olduğu için kızımla Adıyaman’a gelemedim. Güle oynaya kızımı otobüse bindirdim. 6 Şubat depreminde ne olduğuyla ilgili hamile olduğum için kimse bir şey söylemiyordu. Bir şey yiyemiyordum, içemiyordum. Karnımdaki bebeğim kilo kaybetti. Benim senelerce gözümden sakınarak büyüttüğüm kızımın yanına gelemedim. Ben karnımdaki çocuğum ile enkaz altındaki çocuğumun arasında kaldım” ifadelerini kullandı.
Kaynak : PHA
VİDEO GALERİ
14 saat önceADIYAMAN
14 saat önceADIYAMAN
14 saat önceADIYAMAN
1 gün önceADIYAMAN
1 gün önceADIYAMAN
1 gün önceADIYAMAN
1 gün önce