Adıyaman esnafı Çarşı Projesine karşı değiliz ama işler usulüne göre yapılmıyor
Adıyaman’da devam eden çarşı projesi, esnaf arasında tartışmalara yol açtı. Esnaf adına açıklamalarda bulunan Av. Ali Murat Bilgiç, projeye karşı olmadıklarını, ancak uygulamanın usulüne uygun yapılmadığını, vatandaşın ve esnafın görüşlerinin dikkate alınmadığını belirtti.
Adıyaman’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen Çarşı Projesiyle ilgili olarak, Adıyaman Çarşı Rezerv Alanı’nda bulunan esnafın oluşturduğu komisyon adına Avukat Ali Murat Bilgiç bir basın açıklaması yaptı.
“Çarşı projesine karşı olduğumuz kesinlikle doğru değil”
Burada Adıyaman çarşısı rezerve alanında bulunan esnafların oluşturduğu komisyon adına sizleri davet ettik. Bu komisyonun sözcüsüyüm bu sıfatla konuşuyorum. Arkadaşlar biliyorsunuz Adıyaman’da en çok konuşulan konu; yıkılmış bir şehir var, yıkılmış bir çarşı var. Birilerinin bu çarşıyı yenilemek istediği, ama mülkiyet sahibi ve kiracıların buna karşı çıktığı tarzında kamuoyu oluşturduğu kesinlikle ama kesinlikle doğru değil. Burada oturan herkes mülk sahibi olsun, kiracı olsun hem Adıyaman şehrinin hem Adıyaman çarşısının yenilenmesine karşı değiliz. Bunu canı gönülden isteyerek samimi olarak bir Adıyamanlı olarak hepimiz tek tek savunuyoruz, burada buna karşı kimse de yok. Ancak uygulanmak istenen projeye, zamanlamasına içerdiği risklere uygulama ve değerlendirme aşamasına ilişkin planlamalara, sosyal ve ekonomik boyutun göz ardı edilmesine ve sürecin şeffaf yürütülmemesine karşıyız.
“Önce Pandemi sonra Deprem vurdu”
Bu esnaf bir pandemi yaşadı arkasından deprem yaşadı, depremde malları yağmalandı. Çarşıda yağmalanmayan esnaf var mı? Ondan sonraki aşamada da insanlar deprem sonrası yıkım işiyle yeniden işlerini kurmayla boğuştular. Bir kısım bina sağlam kaldı. İnsanlar bu binalarda devlet hasarsız dedi ya da az hasarlı raporu verdiği için onarım işini gerçekleştirdi. Bir kısmı yıkılan yerlere prefabrik konutlar ve dükkanlar yaptı. Ve faaliyetlerine daha yeni yeni başladılar yani insanlar yaklaşık 3-3,5 yıldır para kazanamıyor. Lütfen biraz empati yapın, bu insanların yerine koyun kendinizi. Pandemide insanlar sokağa çıkmadı, dükkanları açık olsa da iş yapamadılar. Depremde de malları yağmalandı ondan sonraki ekonomik çöküntü ile zaten hiçbir şey yapamadılar.
“Vatandaş bir buçuk yıl sonra yeni yeni 4,5 aydır iş yapıyor”
İnsanlar topu topu 4,5 aydır iş yapıyorlar yeni yeni para kazanmaya başladılar. İnsanların banka kredi borçları var Bu insanların mal aldıkları yere ertelenmiş borçları var, bırakın daha yeni borçları. Şimdi bu insanlara diyorlar ki çıkın. Tamam, çıksınlar, peki bu işler ne olacak bu borçlar ne olacak bunları kim ödeyecek bunun cevabı yok. Biz buna cevap arıyoruz. Projenin sosyal ve ekonomik boyutu dediğimiz bu onun dışında kiracılar var bakın kiracılara bu projede hiçbir şey yok çıksın gitsinler. Buraya bilinçli olarak sizleri çağırdım. Buradaki işletmenin sahibi kiracı, 2,3 milyon yatırım yapmış bu adam buraya, yanında 8,10 kişi çalışıyor bu adama çekin gidin dediğiniz zaman n bu adam ne yapacak. Bu zararı birinin karşılaması gerekmiyor mu, kendi isteğiyle çıkmıyor. Bunun gibi ben size onlarca yer sayarım. Hemen karşımızda depremden sonra arkadaşımız iş yeri yapmış 15 milyon para harcamış şu an yanımda. Hiçbir müdahale yapılmamış gezip görebilirsiniz, gidip söylenmemiş. Şimdi diyorlar ki biz burayı rezerve alanı ilan ediyoruz, kimse dememiş buraya yatırım yapmayın. Esnaf her şeyini yerleştirmiş dizayn etmiş, şimdi gidiliyor ve kendisine deniliyor ki burası rezerve alanı biz burayı yıkacağız. Evi yıkılmış iş yerleri harap olmuş 1,5 buçuk senedir para kazanamamış varını yoğunu getirmiş buraya yatırmış. Şimdi bunu da elinden alacağım diyorlar karşılığında ne vereceksin? Peki ben bu 1 sene 2 sene içinde evime nasıl ekmek getireceğim cevabı yok. Biz size konteyner vereceğiz diyor. Bu adam konteyner da bu işi yapabilir mi? Karşıdaki mağaza konteyner da bu işi yapabilir mi?
“Büyük bir kurumu konteynere nasıl sığdıracaklar”
Arçelik, Yataş bayisi konteynerde yapabilir mi? Bunun sonuçları çok kötü olacak arkadaşlar. Sonuçları ne olacak biliyor musunuz Adıyaman kent kültürünü yitirecek, Adıyaman da şehirli dediğimiz kesim memurlar ve esnaftır bu insanların çoğu zaten göç etmiştir. Deprem den sonra da Ankara ve diğer şehirlere gitmişlerdir. Şimdi Kalanı da bu projeyle göç ettirecektir. Bakın doğma büyüme Adıyamanlı olanlar gittiği gibi şimdide 40,50 senedir Adıyaman da olanlar gidecek, Şimdi köylerimizden ilçelerimizden Adıyaman merkeze gelen ve 50 sene bu topraklarda yaşayan kent kültürünü kazanmış insanlarımızı da bu projeyle göndermenin bir yolunu arıyorlar.
“Küçük bir proje kenti işgal etti”
Adıyaman’ın demografik yapısını değiştirecekler. Bu insanlar diyorlar ki ben bu projeyle zarar yapacağımı bile bile neden bu işi yapayım giderim İzmir’de yaparım burada kalacağım yer yok burada duracağıma taşınır giderim. O yüzden dediğim gibi projeye sosyal, ekonomik, planlama, zamanlama, konusundan karşıyız. Şehrin yeniden inşa edilmesine neden marşı olalım ki. Çözüm önerilerimiz var onları dile getireceğiz. Süreç şeffaf yürütülmüyor. Önce vatandaşlara dediler ki malınızın, arsalarınızın yüzde 70’i yapanın olacak yani Devletin, yüzde 30’u da mülk sahibinin olacak. Vatandaştan biraz ses yükselince bu 60, 40’a düştü en son toplantıda yüzde 10, yüzde 90’a döndü. En başta proje çok küçük bir rezerve alanı iken yani SSK’nın çevresi ve elli altıların çevresi iken ondan sonra genişledi çarşı rezerve hale geldi arkasından kalenin arkası da aynı hale geldi. Ve bundan kimsenin haberi olmuyor. Bakanlıkta birileri oturuyor bu işleri yapıyor bakıyorsunuz ki malınız rezerve akanı olmuş an itibari ile size danışan soran yerel yönetimlere o sivil toplum kuruluşları diye bahsettikleri kuruluşlara soran eden yok. Şimdi arkadaşlar bu işte bir Piyer yapılmaya çalışılıyor.
“Mimar ve mühendisler neden ses çıkarmıyor”
Sivil toplum kuruluşlarıyla milletvekilleri toplantı yapmaya çalışıyor. Muhtarlarla toplantı yapıyor. Esnaf odalarıyla toplantı yapıyor onların hiçbirine bu proje nasıl yapılacak söylemiyorlar, nasıl yapılmalıdır sormuyorlar diyorlar ki biz yapacağız bize sahip çıkın. Esnaf karşı çıkıyor. Mimarlar odası dahil bu memlekette, şehir plancıları dahil, diğer inşaat mühendisleri odası dahil bir tanesinin bu projeyle ilgili bir lafını duydunuz mu? Birine bir şey sordular mı? Ya da bunlardan bir tanesi bu sürece müdahil oldu mu? Şunu yanlış yapıyorsunuz ya da bunu doğru yapıyorsunuz dedi mi? Bu memleketin üzerine ölü toprağı serdiler. Odalarının zerine ölü toprağı serpilmiş bir tanesi çıkıp koca şehir yeniden yapılmak isteniyor, koca şehir meslekleriyle ilgili konuda bir tanesi ses çıkarmıyor. Şimdi esnaf çıkınca, esnaf ekmeğine sahip çıkmaya çalışıyor, esnaf hakkına sahip çıkmaya çalışıyor bunun neresi yanlış. Esnaf şehrine sahip çıkmaya çalışıyor. İnanın şehir bu projeyle batar. Bakın sizlerle konuşurken bile, sizler de dediniz sizlerin bile haberi yok. Şehir planlaması 4 etapta olacak dediler 56’lar ile SSK 1. Etap son toplantıya katılan arkadaşlarımız bilir. Dediler ki bu etap 77. Etap şu an içinde bulunduğumuz yer de 8. Etap yani 4 etabı 2 etaba düşürmüşler hiçbirimizin haber yok. Adıyamanlı olarak gazeteci olarak mülk sahibi olarak kimsenin haberi yok ama yapmışlar.
“Vatandaşın haberi olmayan proje”
Bu süreç böyle yürütülür mü? Kenti yeniliyorsunuz mal sahibinin haberi yok halkın haberi yok, gazetecinin haberi yok Etap etap değiştirmişsin süreç şeffaf değil arkadaşlar en büyük derdimiz bu. Bu sürecin sonunda bu insanlara nerede ne vereceksiniz. Belli değil, zararı nasıl karşılanacak belli değil bu proje nasıl hayata geçirilecek belli değil. Şu ana kadar verilen yüzdelik dilimler belli değildi bu süreç böyle ilerlemez. Onun dışında bu planlama konusunda bir kentin imarı bir mimarlık bürosuna bırakılacak bir konu değildi. Bu ülkede bu işle ilgilenen vakıflar var, bu ülkede bu işle ilgilenen üniversiteler var. Hatta bu ülke dışında bu işler yapan kurumlar var açarsınız bir yarışma yıkılmış bir şehir var dışarıdan insanlar gelir, kentin kültürünü inceler en iyi çalışmalar yapacak kişiyi seçer ve projeye başlarsın. Yani bakanın mimarına göre Adıyaman şekillendirilemez. Biz buna da karşı çıkıyoruz,
“Koskoca şehrin dönüşümü bakanın mimarına bakıyor”
Bakanın mimarı varmış bir tane mimarlık bürosu koca bir kentin dönüşümüne tek başına söz sahibi olabilir mi? bu halk neci mülk sahibi olmayı bırakın bir kenara Adıyamanlı olarak biz neciyiz. Adıyaman’da sabah kahvaltısında hangimiz ekmek üstü peynir yemeyiz. Şu esnafın yarısı sabah ekmek üstü peynir ile kahvaltı yapıyor. Yapılan bu rezerve alanında fırın olacak bir tane iş yeri göster, taş fırın olacak. Kültür diyorlar ya Adıyaman’ın kültürünü koruyacağız kültürümüzü korumak adına bir tane fırın olacak bina gösterin bana. Biz karalahana çorbası pişirmiyoruz lokantalarımızda. Bizimki da çok et ürünleri, kebap ve türevleri. Allah’ınızı severseniz o projede bir lokanta yapılacak yer ve çay ocağı, mangal konulacak yer gösterin. Eğer Trabzon’da bir dönüşüm yapacaksanız Gazlı fırında karalahana çorbası pişirebilirsiniz. Ama Adıyaman’da kebap pişiremezsiniz. Bu şehrin kültürüne göre yapılaşma yapacaksınız. O yüzden biz bu projenin içeriğine hiç girmedik ama biz kendi derdimize düştük, esnafın ekonomisi ne olacak mülkiyet sahibinin durumu ne olacak. Bu geçiş sürecinde bun insanlar ne ile geçinecek. Bunu bilerekten söylüyorum siz gazeteci arkadaşlar bunu peşine düşesiniz diye söylüyorum. Bu doğru bir proje değil. Bir kentin yenilenmesi 3 ayda 5 ayda masa başında bir büronun içinde çizilerek kurtarılacak iş değildir. Zamana sığdırsınlar 5,6 ay olsun 1 sene olsun bu her gün yapılan bir şey değil ki 100 yılda 200 yılda yapılan bir şey.
“Kent kültürü korunmalı”
Adıyaman tarihte 3 defa yıkılmış tarih dediğimiz yaklaşık 2 bin yıllım süreç siz 2 defa yapılan bir işi bir büroda bir kişiye teslim ederek yenilerseniz bu doğru olur mu? Bizim itirazımız buna. Arkadaşla bir kere çözüm diyeceksiniz bizim buna çözümümüz bir kere yıkılmayan binalar korunmalıdır. İlk talebimiz bu çünkü kentin kültürünü koruyacaksanız eğer eskiyi korumadan yeniyi yapamazsınız, eski ile yeniyi sentezlemeden bu kentin kültürünü koruyamazsınız. Bir kere öncelikle ilk talebimiz bu. Şehircilik ilkeleri gereği yıkılması gereken yerler var bu yerleri yıkacağınız zaman önceliği esnaf arkadaşlarımızın ekonomisini koruyacak şekilde bir planlamaya ayırmak durumundasınız. Mutlaka kent kültürü korunarak bu projeye başlanmalı. Adıyaman halkının görüşleri alınmalı bu konuda. Uygulama aşamasına geçerken başta kiracılar olmak üzere mülk sahiplerinin hakları sosyal devlet ilkesi gereği korunarak hareket edilmeli. Kurumsal bir iş yeri resmi kirası yıllık 3 milyon lira buraya ne verecekler 7 bin 500 lira aylık. Yıllık kirası 3 milyon lira olan yere 90 bin lira verirsen Adıyaman halkı kabul eder mi? Ediyorsa vicdanlarına bırakıyorum merhametlerine bırakıyorum, bunun gibi onlarca yer sayıyorum o yüzden eğer bu proje eğer hayata geçirilecekse Devlet sosyal devlet olmanın gereğini karşılayıp bu mülk sahiplerinin kira kayıplarını karşılamalı. Vatandaşın binası yıkılacaksa yine yerinde yapılmalı, eğer öne ya da Erkaya kaydırılacaksa kaydırılmalı projenin gereği odur. Kimsenin malı bir başkasının çıkarına kullanılmamalı. Bakan yardımcısının yaptığı konuşmada yüzde 10 kesinti yapacak bunu bütün esnaflar makul karşılamalı. Eğer binalar yapılacaksa yüzde 10 kesinti baş göz üstüne kimsenin buna sözü yok. Bu makul bir orandır. Bunu herkes kabul eder. Yine 8. Bölge dediğimiz şu an içinde bulunduğumuz bölge hemen yapılmayacak ise niye rezerve alanı ilan ediliyor. Yani buraya su verilmiyor bura şuan da rezerve olmayacaksa esnaf neden zarar yapsın, esnafın bütün işi yatmaya başlıyor. Herkesin işi geriledi. O zaman eğer burayı hemen yapmayacaksanız böyle bir iddiaları var. Peki, neden ilan ettiniz. Bunun derhal çıkartılması gerekiyor. Eğer diğer etaplar bittikten sonra burası yapılacak ise, o zaman şöyle bir çözüm üretebilirler buraları rezerve alanından çıkarırlar. İnsanların işlerini devam ettirmesine olanak sağlarlar. En azından bu bölgedeki çarşı esnafı mağdur olmamış olur.
“Söz uçtu yazı kalsın dedik, yazılı belge istiyoruz”
“Esnaf iflas edecek”
Zamanlama olarak kent yapmanın kenti yenilemenin koşulları vardır. Zamanlamamasını düzgün seçmek lazım, planlamasını düzgün yapmak lazım, yapılan projede planlama aşamasına baktığımız zaman bu proje kenti bitirecek. Pandemiden çıktı bu vatandaş deprem atlattı şimdi herkesi bir kenara bırakıp 1,5 yıl sene daha başka yere göndereceğim. Bu iflas demek. Burada küçük esnaf da var büyük esnaf da var hepsinin kendine göre derdi var bu çekleri ödeyemezlerse iflas ederler. İş yerini değiştirmek iflas etmek demek. Balıkesir, Şehitkamil çarşısına sorun i yapan bir tane esnaf görürseniz söyleyin. Yoktur arkadaşlar bunu göz ardı etmeyelim, öncelikle bunun yapılmasını talep etmeliyiz. Eğer bu yapılamıyorsa Atatürk bulvarında Emlak Konutun yaptığı Adliyenin doğusunda kalan binalar var. Bunlar sözlerinin ardında dururlarsa devam edecekler. O zaman onun bitişi beklensin o esnaf arkadaşlarımızın konteynere değil binalara, dükkanlara taşınması sağlansın en azından bulvar da bir çarşı kimliği kazandırılmış olur 2 kazan kazan olmuş olur yani hem esnaf mağdur olmamış olur hem de bulvarda bir çarşı kültürü oluşmuş olur arkadaşlarımız konteynere girmesinler. O yapılacak yeni binaların altındaki dükkanlara çıksınlar ve biz kira da istemiyoruz kirayı da emlak konut karşılasın işte size çözüm eğer iyi niyetlilerse eğer bir şey yapmak istiyorlar ise halkı mağdur etmeden hem Adıyaman halkı bulvarda alışveriş yapma alışkanlığını kazanır hm vatandaşın malı batmammış olur hem de sosyal devlet gereği olarak vatandaşı zarara uğratmadan bir dönüşümü gerçekleştirmiş olur. Arkadaşlar birde Adıyaman’da biliyorsunuz son süreçte alt yapılar ihale edildi biliyorsunuz işte su kanalizasyon elektrik ve benzeri altyapı işleri ihale edildi şimdi ben merak ediyorum gerçekten arkadaşlarımızın hepsi merak ediyor arkadaş bu projeler hayata geçirilmeyecek ise bu ihaleler neye göre yapıldı bu su boruları nereden geçecek şu anki binanın önünden mi geçecek yoksa binanın altından mı geçecek projesi nasıl acaba siz neye göre ihale yaptınız yani bu kadar su kanalizasyon elektrik altyapı işlerini neye göre ihale ettiniz ihaleyi yapmışsınız şimdi buraları yıkmaya çalışıyorsunuz o projeleri de mi yenilenecek o ihalelerde mi yenilenecek merak ediyoruz. Bunun dışında yapılacak süreçte eğer nere yıkılacak kimle bu işler yürütülecekse biz yazılı sözleşme yapılmasını talep ediyoruz yani bu devlet sözü inanın demeyle olmaz devleti bu gün temsil edenler o makamı temsil edenler değişe bilir. Allah’ın emri ile öle bilir, sözle olmaz bu işler biz bir müteahhitle sözleşme yaptığımız zaman nasıl yapıyorsak devletlerde öyle yapmak istiyoruz yani Adıyaman halkına buradan seslenmek istiyorum evlerini ben sana daha iyi yapacağım evini bana ver diyen herhangi birine teslim ederim sözleşme yapmadan notere götürmeden kefil almadan kim evini veriyorsa biz de verelim biz kesinlikle, söz uçar gider kamuyu temsil eden o makamlarda oturanlar çeker gider bu dünyadan gider o makamdan gider yada bizler ölürüz biz çocuklarımıza yazılı belge bırakmalıyız. Demeliyiz ki kardeşim bak ben sözleşme yapmışımı ölürsem sen bu sözleşmedeki yeri alacaksın o yüzden bu sürecin sonunda eğer bu esnafı, bir yerler yıkılacaksa ve bu esnafın razı olması isteniyorsa oturacaklar verecekleri yeri yaklaşık olarak 5 değil somut olarak ve sözleşme ile yazılı belge ile taahhüt edecek bu olmadan hiç kimse buna razı olmaz arkadaşlar boş arsalar var. Boş arsalarda insanlara inanınki ne verileceğini bilen yok kimisi diyor kamulaştırılacak kimisi diyor değerlendireceğiz Adıyaman da bu bölgedeki arsaların değerini hepiniz biliyorsunuz bakın başka bir konu diyorlar ki işte 1 katlı binam var biz buraya üst katları senin değil bizim ama diyor ki belediyede 5 kata ruhsatlı burası o diyor ki uzay boşluğu bizim olacak arkadaşlar bu sorunlar çözülmeden bu işi hayata geçiremezsiniz şimdi bu kentsel dönüşüm yasası daha doğrusu bu çarşı projesini hayata geçirmek için var.” İfadelerini kullandı.
Kaynak: ADIYAMAN (PHA)
GENEL
5 gün önceADIYAMAN
5 gün önceADIYAMAN
5 gün önceADIYAMAN
5 gün önceİLÇELER
5 gün önceADIYAMAN
5 gün önceADIYAMAN
5 gün önce