Mesajında, 10 Aralık 1948 tarihinde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni ilan edildiğini hatırlatan Başkan Kablan, başta Filistin, Lübnan olmak üzere İslam coğrafyalarında insan haklarının ayaklar altına alındığını ifade ederek şunları söyledi:
“10 Aralık 1948 tarihinde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni ilan etmiştir. Bugün 76. yıldönümü kutlanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni ilk kabul eden devletlerarasında Türkiye’de bulunmaktadır. Bilindiği gibi insanlar arasında barış, hoşgörü, dostluk ve saygıya dayalı ilişkinin sağlanması ve sürdürülmesi, insan hak ve özgürlükleri bu bildirge ile güvence altına alınmıştır. Modern dünyanın sayılı hukuk metinleri arasında yer alan bildirge, ırk, din, dil, cinsiyet, inanç ve siyasi görüş ayırt etmeksizin herkesin eşit ve insan onuruna yaraşır bir hayat sürdürmeye hakkı olduğunu ifade etmektedir. Ancak bir yandan 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutlarken diğer yandan dünyanın pek çok yerinde insan haklarının ayaklar altına alındığı da bir gerçektir. Batılı ülkelerin zehirli dili İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı, insan haklarına yönelik tehditlerin en başında yer alıyor. Bunun en bariz örneğini Kutsi Şerif’imizin yer aldığı Filistin’de, Lübnan’da yaşanan insanlık trajesinde net bir şekilde görüyoruz. Tüm dünyanın gözleri önünde çoğu çocuk ve kadın 50 bine yakın Filistinli kardeşimiz şehit edildi. İsrail’in doğrudan sivilleri hedef alan bombardımanları sonucu 100 binden fazla Filistinli masum yaralandı. Lübnan’a yönelik saldırılarda vefat edenlerinin sayısı 3 bin 500’ü geçti. Tüm bu yaşanan insanlık suçları karşısında mağdurun, masumun, haklının, mazlumun safında; haksızın, zalimin karşısında dimdik duran Cumhurbaşkanımız ve Liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde tüm imkânlarımızla Filistin’in yanında olurken elbette gönül coğrafyamızdaki diğer kardeşlerimizi de ihmal etmedik. Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Arakan’dan Türkistan’a ve Kırım’a kadar nerede hakkı çiğnenen, hukuku ayaklar altına alınan, zulme ve baskıya maruz kalan bir kardeşimiz varsa ona sahip çıktık. Bizim nazarımızda Gazzeli kardeşlerimizle Doğu Türkistan Türkleri, Kıbrıs Türkleri ile Irak Türkmenleri arasında hiçbir ayrım hiçbir fark yoktur ve olamaz. Tüm bunlar Türkiye’nin insani değerlere, insan haklarına verdiği değerin en somut göstergesidir. Peygamber Efendimizin (aleyhisselatu vesselam) ‘İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır’ tavsiyesinden hareketle elimizdeki tüm imkânları insanlık için seferber ettik. Yine Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ‘Ey mü’minler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan seçkin bir topluluk bulunsun. İşte onlar, doğru ve kalıcı yatırım yapıp kurtuluşa erenlerdir. (Âl-i İmrân Suresi 104. Ayet) buyrulmuştur. Öte yandan yine Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son 22 yıldır hayata geçirdiğimiz sessiz devrimlerle vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerini kısıtlayan pek çok engeli ortadan kaldırdık. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kimliği taşıyan herkesin hayatın tüm alanlarında bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak muamele görebilmesini temin ettik. Ülkemizde hiç kimsenin kökeni, inancı, ibadeti, meşrebi, dili, kıyafeti, sakalı, başörtüsü dini ve kültürel tercihleri sebebiyle ötekileştirildiği bir iklimi asla kabul etmedik aksini savunduk. Kılık kıyafetinden dolayı iş hayatından, devletten, bürokrasiden hatta siyasetten dışlanan kadınlarımıza haklarını yine biz teslim ettik. Ülkemiz kadınları seçilme hakkını yani parlamentoda hiçbir kısıtlama olmadan görev yapma imkânını tam manasıyla bizim dönemimizde kullanabilmiştir. Hiçbir farklılığa bakmaksızın tüm vatandaşlarımıza eşit davranan bunları zenginlik olarak gören bir anlayışın yerleşmesini biz sağladık. Bu ve buna benzer yüzlerce reformlar yine AK Parti döneminde hayata geçirildi. Bu duygu ve düşüncelerle tim vatandaşlarımızın Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyor, hemşerilerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”
ADIYAMAN
1 gün önceADIYAMAN
1 gün önceADIYAMAN
1 gün önceADIYAMAN
1 gün önceADIYAMAN
1 gün önceADIYAMAN
2 gün önceADIYAMAN
2 gün önce